Geldik elbet, gitmek için,
Doğru, nedir seçmek için.
Allahümme einniy alâ zikrike ve şükürler ve Hüsnü ibadetik-“
Allah’ım seni zikretmeyi, sana şükretmeyi ve güzel bir şekilde, kulluk etmeyi arttır, kolaylaştır.” Amin.
Şu fani güzergâhtaki hayat yolunda, verdiğin azalar, ilmin ve aşkınla donattığın tüm değerli organları senin rızana ulaştıracak amellerle süslememize yardım et. Aczimizi ve zaaflarımızı bilensin. Gücümüzü arttır, bizi kovulmuş şeytanın tuzaklarına düşürme. Amin.
Bu günlerde öyle çok duaya ve âminlere ihtiyacımız var ki, sanki yeryüzü insanların zulmünden feryad’ı figan ediyor.
Sen onu al, ben bunu, yani alavere dalavere hadsizlik almış başını dörtnala gidiyor.
Sevgi, saygı, hoşgörü, kardeşlik, güven, merhamet, maalesef ki yerlerde sürünüyor.
Ayaklar baş, başlar ayak olmuş adeta. Bir karış çocuk size kafa tutuyor, hatta ders veriyor.
Tadımlık olması gereken her şey, kusumluk tüketiliyor.
Ölçü yok, tartı yok, mesafe yok.
Neden, niçin, bu hale geldik?
Tavuğa iyi bakmadan yumurtayı ıslah etmek mümkün olmadığı gibi, toplumsal yaraları iyileştirmenin ve acıları dindirip gülümser hale gelmenin yolu bilge ve akıllı insanların birleşip bu milletin milli ve manevi değerlerini yok edip, varlığına kasteden karın desenleri teşhis edip analiz sonunu una göre tedavi ile kan kaybını önleyecek hayatı fonksiyonların ölümünü engellemek lazım.
Şöyle bir baktığımızda; Büyümek istemeyen çocuklar,
Çocuk kalmaktan korkan büyükler,
Düşünmek ve sorumluluk almaktan korkan gençlik
Yetersiz anne babalar.
Ve son yıllarda inanılmaz derecede artan boşanmalar akabinde parçalanmış ailenin enkazında dağılan savrulan çocuklar.
Ve herkes kendi kafasında bir mahkeme kurmuş avukatta kendisi, hâkim de, savcı da yargılıyor, asıyor, kesiyor.
Herkes kendi düşünce hukukunu ortaya koyup karar alırsa, yeryüzü cehenneme döner Allah muhafaza.
Evladın ana babayı öldürdüğü, babanın, eşini ve çocuklarını öldürüp intihar ettiğini durdukça milletçe geldiğimiz noktanın AİLE kavramını ortadan kaldırıp batı tarzı bir yaşam şekliyle bizleri içten yıkamak ve yok etmek isteyen bir sistemin düşmesine basıldığı fikri pek çoğumuzca eminim anlaşılır hissedilmekte maalesef. Bu anlamda öyle ivedi bir manevi kalkınma hamlesi gerçekleştirmeliyiz Müslüman Türk toplumu bütün dünyanın gözünde iki cihan güneşi sevgili peygamberimize layık bir yaşam çizgisinde birleşsin inşallah. Her birimize çok büyük görevler düşmekte bu anlamda, temeli güçlü bir bina misali, aile kurumlarımız ali devletimizin en güçlü dayanıklı kök kaldıraçlarıdır.
Allah cc yar ve yardımcımız olsun.
Yavrularımızın milli şuurunu açmanın yolu onlara temel eğitim olan en başta ahlaklı olmanın en önemli göstergesi olan aile bütünlüğün harcı olan dürüstlük, saygı, hoşgörü, inanç merhamet ve güven aşılarını asla ihmal etmeden, yaşlarına uygun dönemlerde yapmalıyız.
12 yaşından sonra çocuklara asla bir şey öğretemezsiniz ahlaki olarak. Temel harcı donmuş üstüne inşa başlamıştır. Artık ne kadar sağlamsa o kadar sarsıntılara dayanıklı olacaktır.
Ben bir ana ve büyük anne olarak kişisel tecrübe paketimde olan bilgilerimi acizane siz değerli okurlarla paylaşmak istedim.
Her ne kadar sürç-ü lisan ettiysem affola. Sağlık mutluluk umut dolu yarınlara. Hoşça kalın sağlıcakla kalın inşallah.
GENEL
25 Kasım 2024KÖŞE YAZILARI
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024