Ahi Misâfirhâneleri
Büyük Arap Seyyahı İbni Battûta, genç yaşında Hacca gitmek niyetiyle, memleketi olan Tanca’dan yola çıkmış ve o zamanlar, dünyanın bilinen bütün memleketlerini gezmiştir. Gezisi sırasında İstanbul’u ve bütün Osmanlı ülkesini dolaşan İbni Battûta, misâfir kaldığı, bir Anadolu Ahi Teşkilâtını şöyle anlatır:
“Burayı, Emir Fahreddin adında büyük bir zât yaptırmış. Köyün gelirini de Misâfirhãne için vakfetmiş. Bakımı ve ağırlanacak olanların işlerini tedvir için, kendi öz oğlunu görevlendirmiş. Misâfirhâne karşısına bir de sıcak sulu hamam kondurmuş ki, gelip geçenler bilâbedel (ücretsiz) yıkanıp, paklansınlar. Köyde, ayrıca bir de çarşı kurdurulup, işbu çarşının gelirini dahi, câmiye vakfeylemiş. Mekke ve Medine gibi mübârek beldelerden ve Horasan, Şam, Mısır, Irak gibi uzak diyarlardan gelen fukara için; Vakıftan adam başına birer kat elbise ile, ilk gün için 100 dirhem, kaldığı diğer günler için de yevmiye et, ekmek, yağ ile pirinç pilâvı ve dahi tatlılar tahsis edilmiş...
Anadolu ahâlisinden bir ziyâretçi için, 100 dirhem akça ile, 3 günlük ziyâfet tayin edilmiş olup...’’
Köylerde bile böylesine teşkilâtlanan Ahiler, Anadolumuzda İslâmiyetin yayılmasında birinci derecede rol oynamışlardır.
Kalın sağlıcakla....