12 Temmuz 2024 Cuma
Geçen yazımda Merkez Bankası üzerinde durmuştum..
Bu yazımda da, son zamanlarda muhalefetin ortaya attığı fakat bir türlü altını dolduramadığı ve dolduramayacağını yapmış oldukları soyut ifadelerinden, somut ve delilsiz, demagojik ifadelerinden anladığım “128 Milyar Dolar” meselesine değineceğim..
128 milyar dolar meselesini kaleme alma ihtiyacı hissettim.. Bir vatandaş olarak sık sık bana soruldu ve aslında cevapları net verildiği halde.. Nedir bu 128 milyar dolar kampanyasının altyapısı? Diye soracak olursanız, inanın naçizane hesap kitaptan anlayan, ekonomiden az çok demlenen, ilmini kesp etmiş birisi olarak ben de Muhalefetin ne dediğinden bir şey anlayabilmiş değilim.. Varmak istediği Merkez Bankasının döviz rezervi stoku nerede sorusu ise… Cevabı belli.. Tablolardan, bilgi ve belgelerden rahatlıkla öğrenebilirsiniz.
Zira 128 milyar dolar nerede? Sorusunu sorabilmeniz için söz konusu tutarı nereden bulduğunuzu, niçin o tutarda ısrarcı olduğunuzu, negatif algı oluşturduğunuzu anlamamız gerekmektedir. Nitekim müddei iddiasını ispat etmek zorundadır. İddiacılar, muhalefet kesiminin bir kesimi, bu tutarı bilançolarda mali tablolarda gösterebilmesi ve hukuk dışı, mevzuat dışı şöyle yerlerde harcadınız, hukuk dışı vs.. diyecek gerekçelerle milletin karşısına çıkması gerekmektedir.
Burada niyetin halis olmadığını samimi olmadığını çok net görebiliyoruz ki; geçenlerde ana muhalefetin vekillerinden siyasetçilerinden yöneticilerinden CHP’li İlhan Kesici, “Girersiniz Merkez Bankası bilançosuna, okumayı bilen insanlar açarlar internet sayfalarını, dolar alımları satımları nasıl olmuş, ne zaman olmuş, kaç lira almış, kaçtan satmış, görülür” ifadesi aslında her şeyi anlatmaktadır.
Peki muhalefet Niçin bu algıyı devamlı gündemde tutmaya çalışıyor.. Kanaatimce Türkiye’mizin itibarına katkı sunacak bir yönünün olmadığı çok aşikâr. Menfi bir muhalefet yapıldığı da görülmekte ve dertlerinin Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi ile 128 milyar dolar kampanyasının Türkiye’nin itibarını düşürmek ve yatırımcıların güvenini sarsmak için, Türkiye’nin 1994 ve 2001 de olduğu gibi derin bir ekonomik krizi yaşaması, ardından siyasi değişime maruz kalmasıdır. Hatta böyle bir felaket için fiilen 5. Kol faaliyeti yürütmeye başlamışlardır.” İfadesinin içeriğinde mevcuttur.
Hani bizim halk arasında meşhur bir ifade vardır. “At çamuru izi kalsın.” Misali Ülkemiz Muhalefeti de; memleketimizin O kadar önem arz eden meseleler var iken öz eleştirileri ile katkıda bulunabilecek, memleket hayrına millete sunabilecekleri projeler teklif etmeleri gerekirken, bu tarz ne tutarı doğru, ne de bu tutar üzerinden yükledikleri anlamların gerçekleri yansıtmadığı bir kampanya ile sırf AK Parti ya da Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığını gösterten, amansız menfi kampanyalarla neticeye varmak istemektedirler.
Sizleri sıkmadan fakat teknik anlamda Merkez Bankası’ndaki bu döviz rezervleri ile ilgili hususu kısacak anlatacak olur isem:
Merkez Bankası’nın özellikle küresel bir salgın olan Covid -19’la mücadele sürecinde süreci doğru yürütebilmek adına, döviz işlemleri yürütülmesi mecburiyetinde kalındığı gerçektir. Ki bu durum gayet normaldir. Tüm dünyada olduğu gibi.. Yabancı sermaye çıkışı, reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak gayretleri de döviz talebini arttırdığı da bir realite ve normal uygulamalardandır.
Böyle süreçlerde de vatandaşların tasarruflarını döviz ve dövizle alınan altına Yönlendirmeleri de ilave bir talep olarak ortaya çıkardığı da gözükmüştür.
Son 2 yılda Merkez Bankası kayıtlarından;
Cari açığın finansmanı adına 30 milyar dolar
Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar dolar
Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak 50 milyar dolar
Ve tabii ki vatandaşların döviz ve altın olarak 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın olarak tasarruf tercihinde değişikliğe gitmeleriyle toplam 165 milyar doları bulduğu basit bir hesaplamayla ortaya çıkmaktadır.
Özetle muhalefetin anlattığı gibi 128 milyar dolar bir insanın basitçe cüzdanında ya da yastık altında bulundurduğu bir para olup keyfince dağıtabilecek bir para değildir.
128 milyar doların, haksız hukuksuz asla bir yere gitmediği aşikardır. Tamamen ekonominin aktörleri ve vatandaş arasında dolaşıma girmiş, yer değiştirmiş ve çoğunluğu ülkenin değerini arttırmak adına yurt içinde kaldığı görülmektedir. Hattaki Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadesi ve tespiti ile Merkez Bankası’nın şu anda 90 milyar dolara yakın rezervi olduğunu ve bu rezervin ihtiyaç duyulduğu anda yine kullanılabilir olduğunu yakın zamanda Yüz Milyar doların da üstüne çıkabileceğini yukarıda arz ettiğim üzere Bir de bu tarz piyasa içi durumların tamamen ekonominin dinamikleri içerisinde rutin yürüyen işler olduğunu hep beraber görmekteyiz.
Toparlayacak olursam; muhalefetin özellikle iç ve dış yatırımcıların güvenini sarsmak, güçlü ve müreffeh Türkiye’mizin itibarını düşürmek adına yürütmüş olduğu “128 milyar dolar nerede” kampanyasının samimi olmadığını, iyi niyetli olmadığın dost düşman herkes biliyor..
Bu başta milletimize ülkemize, yatırımlarımıza, geleceğimize yönelik büyük bir darbedir, iyi niyetli olmayan girişimlerdir. Söz konusu para asla yanlış yerlerde dolaşmadığı, heba edilmediği, Merkez Bankası bilanço ve mali tablolarından, piyasa ekonomisinden, gayet normal bir sermaye akışı döngüsünden, hem de bakanların, ehil bürokratların, teknik uzmanların açıklamalarından ve mevcut olan gerçekler dikkate alındığında net bir şekilde anlaşılacaktır.