12 Temmuz 2024 Cuma
MKÜ’DEN BAŞKAN ALTAY’A FAHRİ DOKTORA UNVANI
15 TEMMUZ RUHU VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
Kirli siyaset ne mi?
ÖNTÜRK’ÜN “A” TAKIMI HATAY İÇİN SAHADA
KUDÜS, FİLİSTİN’İN BAŞKENTİDİR
ÖNGÖRÜSÜZLÜK, BAHANELER VE GELECEK KAYGISI
Öncelikle darbe imalı bu tür tüm bildirileri şiddetle kınadığımı, milletin iradesine sekte vurmaya çalışan söylemleri, ifadeleri asla tasvip etmediğimi belirterek yazıma başlamak istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle “Gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem kesinlikle art niyetli bir girişimdir, İfade özgürlüğü değildir.” Bu değerlendirmeye bu memleketin bir evladı, vatandaşı olarak, tarihi darbeler, ihtilaller, muhtıralarla dolu bir Türkiye’de artık böyle demokrasiye, özgürlüğe, milletin, vatanın geleceğine KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEK özürlü yaklaşımlarla tevessül edilmemesi yönünden aynen katılıyorum.
Birileri çıkmış diyor ki; ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü; milletin iradesiyle, seçilen yönetimi darbeyle tehdit etmek değildir. Bu tarz imalı, iyi niyetli olmayan yaklaşımları, geçmişte çok gördük ve inanın çok zararını gördük. Buna izin vermeyecek bir “ÇELİK GİBİ BİR MİLLİ İRADE” olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Nitekim Türkiye’nin dört bir yanından aziz milletimiz; STK, üniversite, kurum ve kuruluşlarıyla, vatandaşıyla ve devletin en tepesinden tutunda her seviyede gerekli cevabı, duruşu tepkiyi göstermiştir ve göstermeye devam etmektedir.
Yine birileri çıkmış muhalefet yapayım derken, millete saygısızlık yaptığını göremeyen güruhlar “Montrö antlaşmasından asla vazgeçilemeyeceğini vs..” benzer cümleler kuruyorlar. Montrö ülkemize elbette ki kazanımlar sağlamıştır. Bir antlaşmadır ve Tabiki bu antlaşmalara hukuki açıdan bağlılık devam etmektedir. Peki; yarın Türkiye’mizin geleceğine, gelişmesine yeterli gelmemesi halinde, kendi çıkarlarımızı korumak adına bazı maddelerde uygun görülmemesi halinde ne yapacağız. Kuru kuruya devam mı edeceğiz? Elbette ki hayır! Yanlış, eksik ve bizi taşımıyorsa gerekeni devletin büyükleri hukuki sınırlar içerisinde yapacaktır ve yapmaları gerekmektedir.
Haddini aşan, milli iradeye saygısızlık olarak gördüğüm bu “Darbe imalı Bildiri” bu aziz milletin gözünde ve gönlünde bir “Hiç” yani yok hükmündedir.
Yerli ve milli yatırımlara, Kanal İstanbul gibi muhteşem bir yatırıma, bizlere bu projenin tamamlanmasıyla beraber, kendini amorti edecek bir gelir, ekonomiye kazandıracakları, yıllık ortalama 1 milyar dolar getirisi, İstanbul’dan geçen yılda 43 bin gemi sayısının 85-86 bin sayısına varacağı, her şeyden öte bizim projemiz, bizim yatırım hamlemizle “DOSTA GÜVEN VE DÜŞMANA, BİZİ ÇEKEMEYENLERE KORKU SALACAK” bu projeyle #İSTANBUL şehrimize yepyeni bir STRATEJİK ÖNEM atfettirecektir.
Son olarak şunu ifade etmek isterim ki; Türkiye artık eski Türkiye değil. Birileri bu tarz anlamsız bildirilerle, devlete, millete parmak sallayarak bir yerlere varamayacaklarını bileceklerdir. Nitekim devletin yetkili savcıları, yargısı gereğini yapmış ve “Soruşturma” başlatmıştır. Detay gelişmeleri ileriki günlerde hep beraber göreceğiz.
Muhalefetten beklentimiz; böyle zamanlarda hep beraber siyasi kazançlar devşirelim derken, evdeki bulgurdan olmamaları, saflarını her daim milletten yana göstermeleridir. Milletin ve devletin bekasına yönelik net tehdit kokan bu tarz girişimcilere ortak bir duruş göstermeleridir vesselam..
Hürmet ve muhabbetle…