31 Ocak 2023 Salı
Yazıda başlık dikkat çekmeli ‘ki, bizi tanımayan gönül soframızda ne olduğunu merak eden kardeşimizi soframızdaki nimetlere dikkat çekip, hayat bahçesini bize bahşeden ve muhteşem güzelliklerle donatan mevlamızın mesajını anlayalım. Bunun karşılığında mevlamızın bizden pazarlık payı olarak, sadece akıl fikir, şükür, zikir mesafesi kadar aramızda pay olduğunu idrak edip, bize gönderdiği mektupta yani yüce kitabımızda 99 ismi şerefiyle işaret eden 99 yerde kendi adına yemin ederek başladığı ayetlerine, rızkımız kefil olan Rabbimize teslim olalım. (Zira İslam, teslim olmaktır)Ama olduk mu? “Biz insani en güzel şekilde yarattık diyen bir yaratıcının sınırsız sonsuz mekânında, sınırlı ve ölçülü bir yaşayıp, hayat bahçesinde, gül ekip, gül toplamaya geldiğimizi ve her gülün onu koruyan dikeni olduğunu unuttuk mu? Uyarı ve yorumları anlamayıp ne mi yaptık. Verdiği aklı ilimle, imanla, aşk ile keskinleştirmediğimiz için, cehalet dediğimiz kör bıçakla, önce kendi şah damarımızı, ar damarımızı kesip şahımızdan koptuk. Rabbimizden uzaklaştık. Neticede olanlar oldu, dolanlar boşaldı, toplanan dağıldı. Önümüzden koptuk. Ve bu köklü, kutlu, bilge milletin çöküşü hızlandı. Dava şuuru zayıfladı, araya giren maskeli şeytanlar nifak tohumları ile gülistana zehirli sarmaşıklar ekti…
Onlar büyüyüp bizim güllerin tomurcuklarını dahi sardı, nefesini kesti. Körpecik goncalarımızı daha açmadan soldurdu, öldürdü. Geride kalan geri kaldı her güzellikten. Solan güllerden kalan dikenleri geleni ezdi, gideni çizdi. Feryat eden ruhların, bedenleri acıdan duygularını kaybetti. Ve ne yazık ki, insanlık inancını, umudunu, muhabbetini, saygısını, sevgisini, sadakat gibi duygularını değer yargılarını kaybetti. Eğer insanlık silkelenip uyanmaz kendine “dönmez” özünü aramaz ise!
Yeni jenerasyon yani Z kuşağı denen kitle, A-B-C kuşağı olan 1935,40-50-60 doğumlu kesim ile yen jenerasyon dediğimiz 95’li/2000 yılı doğumlu gençlik ve şu an hayatta olan, geçmiş hafızası mili duyguları diri olup bozulmayan yaşlı, bilge jenerasyonu kendisine rehber, ışık, yol gösterici kabul etmez ise!
Bu ülke en gelişmiş teknoloji ve zenginlikte zirveye ulaşsa! Asla ve asla eski günlerdeki yeni, eski bayramda yeni bir ayakkabı aldığında, onu yastığın altına koyup, sabah giydiğinde hissettiği, mutlu, umutlu, huzurlu bir duyguyu ve hayat görüşünü yakalayamayacağı kesin. Allah C.C. basiret gözümüzü açısından ki aczimizi ve kulluğumuzu anlama yetisine gelemim inşallah diyor sizi yine çok eski bir şiirimle baş başa bırakıyorum.
“ZAMAN”(tersi namaz)
Hayat bir zaman hazinesidir.
Belki bir gün, belki on.
Belki yirmi, belki otuz..
Lakin her gün, sona bir adım yakın.
Can gitmeden, ömür bitmeden,
Dön de arkana bakın..
Neler yedin neler içtin
Neler yaptın, neler Yıktın
Var mı oraya götürecek servetin
İyiliğin doğruluğun şefkatin..
Gençlik gitti, ömür bitti,
Kalmadı gözünde ferin..
İşte hayat bu, ne çıkar,
Gaye yoksa umut yoksa
İnanç yoksa sevgi yoksa
Biter mutlaka sonu ölümse,
Yüzde olsa ,iki yüzde..
Ama düşün, nasıl çıkacaksın
Rabbin huzuruna bu YÜZLE diyor, sizi emanetçilerin en eminine olan Rabbimize teslim ediyorum.
Saygı sevgi ve muhabbetle.