04 Haziran 2022 Cumartesi
Öncelikle çocuğunuzun özel bir birey olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Onu ve davranışlarını değerlendirirken “normal olandan farklılıklarını” değil, “kendine özgü olması” gerçekliğiyle değerlendirin. Çocuğunuzun olumsuz davranışlarını “neye göre” olumsuz olarak tanımladığınıza karar verin. “Bana göre olumsuz olan bu davranış eşime ya da diğer insanlara göre de olumsuz mu?” Bu soruya objektif bir şekilde cevap verebilmelisiniz. Bunu yaparken de çocuğun söz konusu davranışının sosyal yaşamına ve eğitim ortamına engel olup olmadığını gözlemleyin. Çocuğun olumsuz davranışları karşısında “teslim olan”, “bu davranışa karşı mücadele etmekten vazgeçmiş” , “boyun eğmiş” , “kabullenmiş” bir davranış sergilemeyin. Aksi halde çocuk bunu fark edecek ve yaşamın kurallarını kendisi belirleyerek her şeyi elde edecektir.Çoğu durumda çocuğun öfkesinin geçmesini bekleyin, tepkileriyle ilgilenmeyin ve sinirli davranışlarını görmezden gelin; bunları yaptığınızda çocuğun olumsuz davranışlarında azalma ve bir süre sonra yok olma sağlanacaktır. Olumsuz davranış ortaya çıktığında; şiddetli ağlama nöbetlerinde, kendine zarar verme vb. davranışlar esnasında, ona sarılarak, tutarak, fiziksel tepki ile etkisiz hale getirmeye çalışmayın. Bu şekilde onun için “kötü bir model” olabilirsiniz. Çocuğunuzun olumsuz davranışının hangi ortamda ve hangi durumlarda ortaya çıktığını iyi bir şekilde tespit edin. Bu durumda olumsuz davranışı tetikleyen sebeplere karşı daha dirençli olursunuz. Çocuğunuzun öğrendiği her yeni ve doğru davranış onun gelişimi için çok fazla önem taşır, lütfen bunu aklınızdan çıkarmayın. Çocuğun ödül ve cezayı tanımasını, hangi durumlarda hangisiyle karşılaşacağını bilmesini sağlayın.Bireysel derslerinde ya da sosyal yaşantısında olumsuz davranışı sergilemeye başladıysa, görmezden gelin. Lütfen kararlı olun ve dersini bölmeyin ya da öğretmene müdahale etmeyin; aksi halde çocuğun olumsuz davranışını artırmasına sebep olursunuz.Sabrınızı asla ve asla yitirmeyin. Çocuğun sosyal yapıya uyum sağlamasında ve gelişimini artırmada en önemli görev aileye düşmektedir. Bu görev belki ömür boyu sürebilir. Hiçbir kurum ya da kişi çocuğun ailesi kadar yardım etme imkânına sahip değildir. Bu nedenle aileler çocuklarıyla olan yaşantılarının her aşamasında tutarlı, kararlı ve sabırlı olmalıdır. Çocuğunuzun özel bir çocuk olması ne onun suçu ne de sizin suçunuzdur. Ona karşı her zaman merhamet ve sevgiyle yaklaşın. Çevrenizde ki bilinçsiz insanların kötü bakışlarına ve olumsuz eleştirilerine aldırmayın; onlara çocuğunuzla ilgili gerekli bilgiyi utanmadan, çekinmeden ya da zorlanmadan verin. Zamanla çocuğunuza ve diğer özel bireylere karşı farkındalık oluştuğunu göreceksiniz.