ÇALIŞKAN: DIŞ POLİTİKADA ZİKZAKLAR SARMALI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile verdiği samimi pozlar çok eleştirilmişti. Dış politikada yaşanan zikzaklara değinen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Ülkenin birebir muhatabı olmamasına rağmen Mısır’ın darbeyle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı toplumun gözünde şeytanlaştırıldı, içimizden bir fert gibi kin güdülen bir hain olarak lanse edildi. Ama ne zaman ki Katar’da Dünya Kupası oldu iki ülke lideri sanki hiçbir şey olmamış, öncesinde bir şey yaşanmamış, o kadar ağır hakaretler yapılmamış, ölümler, trajediler hiç yaşanmamış gibi bir araya gelerek dostane pozlar verdiler. Mursi bu günleri görse ne derdi acaba?” diyerek eleştiride bulundu.
DEVLETİN MENFAATİ Mİ PARTİ MENFAATİ Mİ?
Dış politikada bu kadar değişikliğin belki de ülke tarihinde görülmemiş düzeye yükseldiğini ifade eden GİK Üyesi Çalışkan, “İktidar çevreleri bunu “devletin çıkarı” olarak lanse ediyor. Ancak burada şu soruları da sormak gerekir. Bugüne kadar ki duruşta gerçekten devletin çıkarı var mıydı? O gün nasıl bir çıkar elde ettik, bugün nasıl bir çıkar umuyoruz? Yoksa bu çıkar denilen şey sancılı bir seçim arifesinde yalnızca bir partinin oy oranıyla mı, oy beklentisiyle mi ilintilidir?
Birilerinin kendi çıkarını, devletin menfaati olarak görmesi kabul edilemez. Maalesef AK Parti geldiği günden beri kendi varlığını devletin varlığı, kendi istikbalini devletin istikbaliyle eşit gördü. “Devlet benim; ben varsam devlet vardır” mantığı güdüldü. Bu dönemdeki zikzaklar belki de ülke tarihinde görülmemiş düzeye yükseldi.” dedi.
NE İSTERLERSE MÜBAH!
İktidar öyle güçlü bir hale geldi ki bütün ilişkiler, kavramlar, duruşlar her şey yalnızca “iktidarın duruşuna” göre belirlendiğini ifade eden GİK Üyesi Çalışkan, “Onlar neyi doğru, hak ve güzel görüyorsa o şey doğru, hak ve güzeldir. Neyi kötü ve berbat olarak ilan ediyorlarsa o şey kötü ve berbat oluveriyor/görülüyor.
Onlar HDP ile görüşebilirler -siz görüşürseniz terörist- iktidar görüşürse devletin âli menfaatleri söz konusu olur. Siz Beşar Esad’la görüşürseniz -Beşşarcı, hain ve zalim- ama onlar görüşürse devletin çıkarları gereği olur. Siz Sisi’yle görüşülmeli dediğinizde darbeye destek olmakla suçlanırsınız ama kendileri görüştüğünde barış adımı atmış olurlar.” dedi.
KİM DOST, KİM DÜŞMAN?
Son olarak GİK Üyesi Çalışkan, “Yarın meçhul, kim dost kim düşman belli değil. Bugün dost olanlar pekâlâ yarın düşman olabilirler. Bugünün düşmanları da yarın çok rahat dost olabilirler.” ifadelerine yer verdi.