EHL-İ SÜNNETİN ALÂMETLERİ
Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet itikadına uygun îmân eden Müslümanlardan râzıdır. Böyle inanmış olmanın birçok şartları vardır. Bazıları şunlardır:
İmanın altı şartına; yânî Allahü teâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Âhıret hayatına, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allahü teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Âmentü)
Kur’ân-ı kerîmin, Allahü teâlânın kelâmı olduğuna inanmalıdır. Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” îmân edip, hayatta iken O’nu görmekle şereflenen Eshâb-ı kirâmın hepsini çok sevmelidir. Dört halîfesine, ehl-i beytine ve muhterem Hânımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.
Müslümanlar, başındaki âmirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Hurûc, yânî isyan etmek, fitne çıkarmak olur ve çeşitli felâketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına duâ etmeli ve fısk, günah işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.
Mest üzerine mesh edilmesi câizdir. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” Miracının, hem rûh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır. Cennette mü’minler Allahü teâlâyı göreceklerdir. Kıyamet gününde, Peygamberler ve salih, iyi zâtlar şefaat edeceklerdir. Kabir suâli vardır. Kabirde azap, rûh ve bedene olacaktır. Evliyânın kerâmeti haktır.
Kur’ân-ı kerîm okumak, sadaka vermek ve hatta bütün ibâdetlerimizin sevaplarını, ölenlerin rûhlarına göndermek, onlara fâide vermekte, azaplarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır.
Bunların hepsine inanmak, Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alâmetlerindendir.